Kanser tedavisinde kullanılmak üzere milli biyobenzer ilaç molekülünü üretmeye yönelik proje başladı.
Türkiye’nin yarım yüzyıllık geçmişi bulunan iki köklü kurumu, NOBEL İLAÇ ve TÜBİTAK MAM biyoteknolojik molekülleri tamamen yerli kaynaklarla geliştirme ve üretme için işbirliği yaparak biyoteknolojik ilaç üretim ekosisteminin kurulmasına öncülük etmektedirler.
Terapötik monoklonal antikorlar (MAb) günümüzde, hedefe yönelik tedavi yaklaşımlarında, özellikle onkoloji, immünoloji ve organ nakli alanlarında devrim niteliği taşıyan moleküller olarak kabul edilmektedirler. Ülkemizdeki tamamı yurtdışından ithal edilerek getirilen biyoteknolojik ilaç harcamalarının çok önemli bir kısmını MAb kökenli biyofarmasötikler oluşturmaktadır. Bu ilaçlar önümüzdeki yıllarda da paylarını arttırarak kanser dâhil çeşitli ölümcül ve yaygın hastalıkların tedavisinde kullanılacaklardır. Ancak, biyoteknolojik ilaçlar, konvansiyonel ilaçlara nazaran daha kompleks ve maliyetli üretim teknolojilerine sahip olduklarından daha pahalıdırlar. İlaçta yaşadığımız dış ticaret açığının en büyük sebeplerinden olan bu ilaçların, ülkemizde üretilmesi hem hastaların ilaca erişimini kolaylaştıracak hem de kamuda sağlığa ayrılan bütçelerin daha verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Bu doğrultuda, kimyasal ilaçlar gibi patenti biten biyofarmasötiklerin de benzerlerinin pazara verilmesi ülkemiz açısından kritik öneme sahiptir.
Bu proje ile kurulacak olan kamu AR-GE ve yerli ilaç sanayi ortaklığı kapsamında; tamamen yerli kaynaklar kullanılarak metastatik kolorektal ve baş boyun kanserli hastaların tedavisinde kullanılmak üzere biyoteknolojik bir antikanser ilacın biyobenzeri üretilecektir. Bu amaçla biyobenzer ilacın üretimini yapabilen rekombinant hücre bankası oluşturularak kurulacak olan pilot tesiste ilacın üretimi, saflaştırması ve analizleri yapılarak faz çalışmalarına başlanacaktır. Proje sonuçlarından sağlanacak bilgi ve kazanımların sürekliliğinin sağlanması kapsamındaki görevleri "Sorumlu Proje Yürütücüsü Kuruluş (SPYK)" olarak TÜBİTAK MAM GMBE üstlenecektir.
Bu ortaklık sonucunda ülkemizde dünya standartlarında biyofarmasötik ilaç üretimi yapabilecek altyapı ve teknolojik birikim oluşturularak, yenilikçi ve rekabet gücüne sahip pek çok yeni biyobenzer ve orijinal biyofarmasötik ürün geliştirilecek ve ülke ekonomisine büyük katkılar sağlanacaktır.
