1004-MÜKEMMELİYET MERKEZİ DESTEK PROGRAMI BAŞLIYOR

Sanayi, üniversite ve kamu iş birliğinde kurulan “12 Yüksek Teknoloji Platformu”nun temsilcisi ortak protokol için imzalar atıldı. 1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı ile ulusal hedef ve politikalar kapsamında döngüsel ekonomi, akıllı şehirler, elektrikli araç ve batarya teknolojileri, nanoteknoloji, gıda arzı güvenliği, sürdürülebilir tarım teknolojileri, nöroteknoloji gibi araştırma programları faaliyet gösterecek.

1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı ile ulusal hedef ve politikalar kapsamında belirlenen öncelikli alanlarda, yurt içinde yapılan, izlenebilir hedefleri olan, bilimsel nitelikli, ticarileşme potansiyeli yüksek araştırma programlarının ve projelerin desteklenmesi amaçlanıyor.

Sanayi ve akademiden çok farklı paydaşlarla yürütülen program çerçevesinde, yükseköğretim kurumları araştırma altyapılarının, Ar-Ge/Tasarım merkezleri ve kamu Ar-Ge birimleri ile iş birliği yapılarak ihtisaslaşması ve mükemmeliyet merkezi haline gelerek geliştirdikleri ürün/teknolojileri özel sektöre transfer edebilmeleri hedefleniyor. Bunun yanı sıra 1004 programı,  kamu, sanayi ve akademi paydaşları ile hem birbirinden bağımsız ya da habersiz yürütülen projeleri hem de zaman kaybı yaşanmasının önüne geçiyor.

Bu doğrultuda program, yerli ve milli ürünlerin geliştirilmesi ve Türkiye’nin uluslararası platformlarda da rekabet gücünün artması açısından büyük önem taşıyor.

DESTEKLER ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR

Program ile birlikte, rekabete imkan sağlama ve kamu kaynağının doğru, etkin kullanılmasının yanı sıra, desteklenen çok sayıdaki araştırmacı ve bursiyer ile ulusal hedef ve politikalar kapsamında belirlenen öncelikli alanlarda ve kritik teknolojilerde gerekli kitle sağlanmış olacak. 1004 Programı kapsamında, ileri teknolojik malzemelerin ve yeni imalat teknolojilerinin kullanıldığı batarya paketi tasarımı ve üretimi, kronik kompleks hastalıklar ve kanser için mikro medikal ürünlerin geliştirilmesi, katma değerli ileri nanoteknolojik malzemeler ve sistemler geliştirilmesi ile akıllı şehirlerin alt yapısına yönelik yeni teknolojilerin geliştirilmesi gibi stratejik hedeflere yönelik olarak; ilk çağrı çerçevesinde 8, ikinci çağrıda 12 araştırma programı destek gördü. 2018 yılı çağrısı ile desteklenen 8 platform kapsamında 39 kuruluş; 14 üniversite, 19 özel kuruluş, 2 kamu Ar-Ge Enstitüsü, 4 adet 6550 araştırma altyapısı yer aldı. 984 araştırmacı ve 536 bursiyere de destek verildi.  2021 yılı çağrısı ile desteklenen 12 platform kapsamında ise 71 kuruluş; 34 üniversite, 29 özel kuruluş, 3 kamu Ar-Ge Enstitüsü, 5 adet 6550 araştırma altyapısı yer aldı. Yeni başlayacak olan bu platformda da en az 1279 araştırmacı ve 111 bursiyerin destekleneceği ön görülüyor.

TÜBİTAK MAM 1004 YÜRÜTÜCÜLERİ ARASINDA YER ALIYOR

1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı kapsamında TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi, yürütücü olma görevini üstleniyor. Türkiye Fotovoltaik Teknolojileri Platformu, Ülkemizde ve Dünyada Halk Sağlığını En Fazla Tehdit Eden HPV ve Influenza Kaynaklı Enfeksiyonlara Karşı Tanı Kitleri, İlaç Formülasyonları ve Aşı Geliştirilmesi ve Yeni Nesil 3 Boyutlu Yazıcı İmalat Teknolojileri Platformu’nda TÜBİTAK MAM, Türkiye’nin bilim ve teknolojide rekabet gücüne büyük katkılar sağlayacak. 1004 platformunun başladığı ilk günden itibaren yürütülen projeler şu şekildedir;

YENİ NESİL 3 BOYUTLU YAZICI İMALAT TEKNOLOJİLERİ PLATFORMU

“1004-Yeni Nesil 3 Boyutlu Yazıcı İmalat Teknolojileri Platformu” ulusal hedef ve politikalar kapsamında belirlenen öncelikli alanlarda, yurt içinde yapılan, izlenebilir hedefleri olan, bilimsel nitelikli, ticarileşme potansiyeli yüksek araştırma programı arasında yer alıyor.

SSB 2019-2023 Stratejik Planı “Savunma ve Güvenlik Teknolojilerinde Yetkinlik Kazanmak” amacı kapsamında belirtilen uçak, helikopter, füze, İHA, uydu, jet motoru yurtiçi geliştirme projelerinde özellikle kritik ve maliyetli metal parçalarda Eklemeli İmalat teknolojilerini kullanmak, performans, maliyet ve rekabet avantajı oluşturmak platformun en önemli stratejik hedefi olarak yer alıyor.

Sanayi ve akademiden çok farklı paydaşlarla yürütülen program çerçevesinde, yükseköğretim kurumları araştırma altyapılarının, Ar-Ge/Tasarım merkezleri ve kamu Ar-Ge birimleri ile iş birliğinin yapıldığı platformda yurtdışından temin edilemeyen “Havacılık Uzay Bileşenlerinin Eklemeli İmalat ile Üretimi” kritik uçuş bileşenlerinin yerlileştirilmesi ve Türkiye’nin uluslararası platformlarda da rekabet gücünün artması açısından büyük önem taşıyor.

Platform kapsamında yürütülen 8 Araştırma Programı projesi ile “Eklemeli İmalat ile Üretime Yönelik Olarak Toz, Tezgah, Tasarım, Test, İkincil İşlem, Malzeme Geri Dönüşümü ve Kalifikasyon” gibi yüksek önceliğe sahip konularda rekabete imkan sağlama ve kamu kaynağının doğru, etkin kullanılmasının yanı sıra, desteklenen çok sayıdaki araştırmacı ve bursiyer ile ulusal hedef ve politikalar kapsamında belirlenen öncelikli alanlarda ve kritik teknolojilerde gerekli kitle sağlanacak.

Aynı zamanda bu proje ile, “eklemeli imalat ile seramik maça üretimi” teknolojisinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Bu amaç doğrultusunda elde edilecek seramik maçaların, iş boşluğa sahip, tek kristal ve/veya yönlendirilmiş katılaşma hassas döküm parçaları üretiminde kullanımı hedefleniyor. Bu amaçla TÜBİTAK MAM seramik maçaların yerli imkanlarca üretilmesini sağlamak için fotopolimer esaslı bağlayıcı sistemini geliştirmeyi ve seramik tozlarla formülasyonu hazırlayarak 3D printer ile katlamalı SLA tipi üretim prosesi kullanarak maçaların hazırlanmasına destek veriyor.

Konsorsiyum kuruluşları arasında yer alan TÜBİTAK MAM, Havacılık sektörüne yönelik olan yeni nesil süper alaşım ve paslanmaz çelik malzemeleri ileri teknoloji döküm yöntemleri ve gelişmiş karakterizasyon altyapı imkanları ile rekabet düzeyi yüksek yerli ingot üretimi ve karakterizasyon çalışmaları gerçekleştirip, fotopolimer esaslı bağlayıcı sistemlerini de geliştirerek Türkiye’nin bilim ve teknolojide rekabet gücüne büyük katkılar sağlayacak.

ÜLKEMİZDE VE DÜNYADA HALK SAĞLIĞINI EN FAZLA TEHDİT EDEN HPV VE İNFLUENZA KAYNAKLI ENFEKSİYONLARA KARŞI TANI KİTLERİ, İLAÇ FORMÜLASYONLARI VE AŞI GELİŞTİRİLMESİ PLATFORMU

Human papilloma virüs (HPV), dünyada oldukça yaygın bir virüs grubudur. HPV 16 ve 18 genotipleri kansere sebep olabilmektedir. HPV’den korunma esas olmakla birlikte HPV’nin bulaştığı durumlarda kansere dönüşmeden tedavi edilmesi önemlidir.

Bu projenin amacı, HPV kaynaklı siğillerin tedavisi için salisik asit yüklü biyoadezif jeller ve elektro-eğirme (elektrospining) yöntemiyle hazırlanan nioli ve doksoheksaenoik asit (DHA) içeren nanofiberlerin kombinasyonuyla geliştirilecek olan nanofiber - jel kombine tedavi ürün prototiplerinin geliştirilmesidir.

Platform kapsamında HPV Kaynaklı Siğil Tedavisinde Kullanılmak Üzere Etken Madde Yüklü Nanofiberlerin Geliştirilmesi kapsamında geliştirilecek olan biyoadezif, biyolojik deri ile uyumlu ve biyomekanik özelliklere sahip elektroeğrilmiş nanofiber formülasyonlar sayesinde etkin maddenin kontrollü salımı ile hedef bölgede yüksek konsantrasyonda lokalizasyon sağlanması hedeflenmektedir.

Ülkemizde olduğu gibi dünya genelinde de HPV tedavisine yönelik nanofiber temelli bir tedavi ürünü bulunmamaktadır. Formülde etken maddelerin kontrollü salımının lokal bölgeye hedefli olarak sağlanacak olması, sinerjik etki oluşturacak yardımcı maddelerin kullanılacak olması ve seçilen antiviral etkinlikteki polimerlerin sinerjik etkiyi güçlendirecek olması projenin önemli yenilikçi yanlarını oluşturmaktadır.

NÖRON HASARINA YOL AÇAN HASTALIKLARIN TANI, TEDAVİ VE İZLEMİNE YÖNELİK BİYOBELİRTEÇ VE İLERİ TEKNOLOJİK UYARI SİSTEMLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ PLATFORMU

Alzheimer Erken Teşhisi için Çoklu Biyobelirteç Tespitine Yönelik Elektrokimyasal Empedans Temelli Biyosensör Sistem Bileşenlerinin Geliştirilmesi

Proje kapsamında alzheimer hastalığının oluşumundan yaklaşık 15 yıl öncesinden hastalığın kandaki belirteçleri üzerinden tespitine yönelik biyosensör sistem prototipi geliştirilmesi hedeflenmiştir. Hastalığın en önemli biyobelirteçlerinden olan Amyloid beta ve GFAP proteinlerini spesifik olarak tanıyacak peptitler geliştirilecek ve bu proplar üzerinden elektrokimyasal temelli biyosensör sistem prototipi üretilecektir.  Yaşlı nüfusun giderek çoğalması nedeni ile dünyayı her geçen gün daha çok etkileyen bir hastalık olan Alzheimer’ın erken evrede ve hassas bir şekilde teşhis edilebileceği taşınabilir bir ürün prototipinin geliştirilmesi çalışmanın nihai amacıdır.

Tanı, Tarama, Görüntüleme ve Tedavide Kullanılabilecek; Epilepsi, ALS ve Migren Biyobelirteçlerine Spesifik, Özgün Moleküllerin Geliştirilmesi

Proje kapsamında Epilepsi, ALS ve Migren hastalıklarına yönelik tanı ve tedavi ajanları geliştirilecektir. Epilepsi için GABAA alt reseptörlerine, Migren için HMGB1 proteinine yönelik peptit temelli; ALS ve Epilepsi hastalıkları için ise PNA (peptit nükleik asit) temelli tedavi ajanları ve teşhis probları geliştirilecektir. Söz konusu çalışmada hem DNA, RNA gibi genetik hedefli, hem de protein hedefli tedavi ve teşhis molekülleri geliştirilerek; 

  1. Elektrokimyasal, taşınabilir biyosensör prototipleri,
  2. Teşhis ve izlem amaçlı tanı kitleri
  3. İlgili hastalıkların tedavileri için aday ilaç molekülleri

geliştirilecektir.

TR.AQUA GIDA ARZI GÜVENLİĞİ ÇERÇEVESİNDE SU ÜRÜNLERİNDE YENİLİKÇİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR UYGULAMALAR PLATFORMU

Balık Yetiştiriciliğindeki Patojenlerin Tespitine Yönelik PNA/AMP Temelli İmpedimetrik Ölçümlü Elektrokimyasal Biyosensörlerin Geliştirilmesi

Yüksek besin değeri sebebiyle beslenmede önemli bir yeri olan su ürünleri mevcut ve sonradan bulaşan patojenlere maruz kalabilir. Proje çalışması ile balık yetiştiriciliğinde oldukça zararlı olan patojenleri yerinde, gerçek zamanlı ve yüksek hassasiyette tespit edebilecek peptid nükleik asit (PNA) ve antimikrobiyal peptit  (AMP) temelli biyosensör sistemler geliştirilecek. Böylece, zamanında ve yüksek hassasiyette patojenlerin tespiti yapılabilecek ve ülkemizde yapılan balık yetiştiriciliğindeki salgın hastalıklar için uygun önlemler alınarak durdurulması ve olası ekonomik kayıpların azaltılmasına büyük katkı sağlayabilecek.

Raftaki Balıkta Tazelik Kontrolüne Yönelik QR Kod Temelli Algılayıcı Sistem Geliştirilmesi

Uzmanların görüşlerine göre gıdaların yaklaşık üçte biri tedarik zinciri boyunca israf olmaktadır. Tüketiciler tarafından bazen son kullanma tarihleri kafa karışıklıklarına ve yanlış anlaşılmalara neden olabilmektedir. Aynı zamanda son kullanma tarihleri; sıcaklık, nem vb. saklama şartlarının bir sonucu olarak gerçeği yansıtamayabildikleri için yiyeceklerin uygun bir şekilde saklanıp saklanmadığı konusunda iyi bir gösterge olmaktan çıkmaktadır. Bu bağlamda proje çalışmasında, balık ürünlerinin kalitesinin ve güvenliğinin artırılması için oldukça çabuk bozulan balık ürünlerinde oluşan uçucu kimyasalların tespitine yönelik QR kod ile okunabilen kolorimetrik tabanlı gıda bozulma sensörü geliştirilmesi hedeflenmektedir. Geliştirilecek QR kod, cep telefonları vasıtasıyla algılanabilecek bir sistem olacak ve böylece tüketicilere herhangi bir gıda bozulması veya uygunsuz depolama olup olmadığını pratik bir şekilde gösterebilecektir. Geliştirilecek prototip sayesinde ürünlerin bozulup bozulmadıklarını pahalı sensör donanımlarına ihtiyaç duymadan doğrudan evde veya markette kullanım kolaylığıyla tespit etmek mümkün olabilecektir.

ODTÜ MEMS MİKROMEDİKAL TEKNOLOJİLERİ PLATFORMU (MAESTRO)

TÜBİTAK MAM olarak 1004 MAESTRO platformu bünyesinde iki proje ile yer almaktayız. BU projelerden ilki; Stent uygulaması sonrası görülen restenozun tespit edilebilmesi için MEMS esaslı platform geliştirilmesini amaçlıyor. Proje kapsamında pasif yapıda kapasitif basınç sensörü geliştirilecek, mevcut stent yapılarına entegre edilecektir. Bu yapının vücut dışından RF temelli teknolojiler ile haberleşmesi ve restenozun durumu hakkında bilgi verebilmesi hedefleniyor.

Platformda yer alan diğer bir projemiz ise “Vücut sıvılarından Kardiyovasküler Hastalık Parametrelerini Saptamaya Ve İzlemeye Yönelik MEMS Yapılı Sensör Sistemleri (KARMEMS)” isimli projedir. İlgili proje kapsamında; ani gelişen kalp krizin anında ve yerinde tespitini amaçlayan taşınabilir sistemlerin geliştirilmesini amaçlanıyor.  Bu kapsamda MEMS esaslı mikroakışkan yapılar, ve kalp krizini tanımlayan markırların tespit edilmesini sağlayan sensörler geliştirilecek. Geliştirilmesi amaçlanan sistemin hızlı ve yerinde cevap üretebilmesi için akut Koroner Sendromun kan ve tükürük ortamından tespiti hedefleniyor. Proje bünyesinde TÜBİTAK MAM, Acıbadem Üniversitesi ve Gebze Teknik Üniversitesinden farklı disiplinlerden çok sayıda araştırmacı yer alıyor.

SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN YENİ NESİL BİYOMALZEME TEKNOLOJİLERİ ARAŞTIRMA AĞI PLATFORMU

Platform kapsamında, “sağlıklı bir yaşam için geleceğin biyomalzemelerine yönelik teknik bilgi birikimini (know-how) elde etmek üzere kullanılacak yenilikçi teknolojilerin kazanımını” hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda oluşturulan konsorsiyum içerisinde 5 üniversite, bir 6550 sayılı kanun kapsamında araştırma altyapısı, biri kamu ikisi özel sektör olmak üzere 3 Ar-Ge merkezi niteliğinde kurum ve kuruluş ile çıktıların ticarileştirilmesi aşaması için niyet beyan eden özel sektörden firmalar yer alıyor. Bu kapsamda, 4 ayrı projeye başlanmıştır.

Platformdaki ilk projemiz olan “Doku Mühendisliği, Rejeneratif Tıp ve Enfeksiyon Tedavisine Yönelik Fonksiyonel Biyomimetik Nanofibriler Hidrojellerin Geliştirilmesi” projesinde, doğal biyopolimer tabanlı jel, granüler ve mikropartikül formlarında, uyarı-cevap, elektriksel aktif gibi özelliklere sahip çok fonksiyonlu biyomimetik hidrojellerin ve hidrojel esaslı biyomürekkeplerin geliştirilmesi hedeflenmektedir.

Platformda yer alan bir diğer projemiz “Sert Doku Onarımı İçin Nanokompozit Biyomalzemelerin Geliştirilmesi”dir. Projede, biyoaktif camın yüksek biyoaktivitesi ile piezoelektrik seramiğin elektrik üretme potansiyelinden yararlanarak kemik yapısını fiziksel, kimyasal ve elektriksel olarak taklit edebilen kompozit doku iskelelerinin geliştirilmesi ve kemik rejenerasyon etkinliğinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.

“Beyne Hedeflendirme İçin Peptit Bağlı Jelatin Polimerlerinin Geliştirilmesi” projemiz kapsamında, kan beyin bariyerini geçebilen ve beyin tümörüne hedeflenen peptitlerin geliştirilmesi, sentezlenmesi ve karakterizasyonları yapılacaktır.

Platformdaki son projemiz olan “Peptit-Monemer, Peptit Raft Ajanı, Kendiliğinden Montajlı Peptit, Kısa Sekanslı Peptit Sentezi” projesi kapsamında vücut içi yumuşak robot uygulamasına yönelik talep edilen özelliklere sahip peptitlerin ve peptit polimer kombinasyonlarının geliştirilmesi, sentezlenmesi ve karakterizasyonları yapılacaktır.

Kendiliğinden Montajlı Peptit Esaslı Yapay Deri Grefti Üretimi

Proje kapsamında, doku mühendisliği, rejeneratif tıp ve enfeksiyon tedavisine yönelik ekstraselüler matris (ECM) yapısını taklit eden nanofibriler yapıda peptit esaslı fonksiyonel biyomimetik hidrojeller ile yapay deri grefti geliştirilmesi hedeflenmektedir. 3B baskı yöntemi kullanılarak antimikrobiyal peptid (AMP) ile modifiye edilmiş biyouyumlu doğal polimer ve kendiliğinden montajlı peptitler (self assembly) ile yapay deri greft prototipleri üretilecektir. Peptitlerin cilt yenilenmesini destekleyebilen biyoaktif özellikleri sayesinde greftleme sonrası hastaların tedavi süreçlerini ve yaşam kalitelerini iyileştirebilecek, enfeksiyonların önlemesine katkıda bulunabilecek ve kronik yara iyileşmesi ve diğer birçok dokunun yenilenmesi için umut verici olabilecek prototip biyomalzemelerin geliştirilmesi proje amaçlarından bazılarıdır.

SÜRDÜRÜLEBİLİR DÖNGÜSEL EKONOMİ İÇİN KATMA DEĞERLİ İLERİ NANOTEKNOLOJİK MALZEMELER VE SİSTEMLER (LİGNONANO)

Günümüzde üretim ve imalat sektörlerinde yaratılan katma değerin doğrudan ilişkili olduğu hammaddeler ve girdilere ilişkin teknolojiler, sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi yaklaşımları ile radikal bir dönüşüm geçirmektedir. Yenilenebilir hammadde kaynaklarının kullanımına dayanan bu dönüşümde sıfır-atık hedefli, çevresel etkileri en aza indirilmiş, yenilikçi büyüme temelli stratejiler ve iş modelleri öne çıkmaktadır.

1004_LİGNONANO Platformu çerçevesinde; TÜBİTAK MAM olarak APYK 3 liderliğinde aşağıdaki projeler ile görev almaktayız.

Lignoselülozik Biyokütleden Katma Değerli Ürün Geliştirme; Proje kapsamında geliştirilecek ara ürünler olan Lignoselüloz bileşenleri esaslı fonksiyonel makromoleküller; epoxy fonksiyonel makroyapılar; UV kürlenebilir epoxy fonksiyonel makro yapılar ve lignoselüloz esaslı fiberler ile hedef ürünler olan, UV kürlenmiş epoxy reçineler; alev/yanma geciktirici özellikte epoxy reçine filmler ve lignoselüloz fiber katkılı geri dönüşümlü plak malzemelerin geliştirilmesi hedefleniyor.

ELEKTROMANYETİK KALKANLAMA İÇİN KARBON TABANLI İLERİ MALZEMELERİN GELİŞTİRİLMESİ

TÜBİTAK MAM, Marmara Üniversitesi, SUNUM, FNSS ve NUROL Teknoloji A.Ş. ortaklığında önerilen projede, ülkemizde yaygın olarak bulunan sürdürülebilir kaynak olan lignoselülozik biyokütleden yeşil teknolojiler kullanılarak elektromanyetik kalkanlama ve 5G teknolojisine uygun anten/elektrot üretimi için karbon temelli ileri malzemelerin geliştirilmesi amaçlanıyor.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIMA YÖNELİK SENSÖR VE KONTROLLÜ SALIM SİSTEMLERİ

MİKRO/NANOYAPILAR VE NANOFORMÜLASYONLAR İLE KONTROLLÜ BESİN SALIMI

Tarımsal atıklardan elde edilen lignoselülozik malzemeleri kullanarak kontrollü/gecikmeli salım özellikli akıllı gübre sistemleri geliştirilmesi ve bitki beslemede yüksek verim ve düşük çevresel riskler sunan çözümler üretilmesi hedeflenmektedir. Böylece sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi yaklaşımları benimsenerek topraktan gelenin katma değerli ileri malzemelere dönüşerek tekrar toprağa dönmesi sağlanacak. Proje kapsamında, bitki besleme konusunda bütüncül bir yaklaşım benimsenerek;  bitkilere yapraktan uygulanacak kontrollü salım özellikli mikro element gübre formülasyonları, bitkilere topraktan uygulanacak, yüksek su tutma özelliğine sahip süperabsorban polimer tabanlı makro element gübre formülasyonları ve bitkilere topraktan uygulanacak gecikmeli/yavaş salım özellikli, nanokompozit jel tabanlı mikro element gübre formülasyonları geliştirilmesi amaçlanıyor. 

TARIMA YÖNELİK NİTRAT KONSANTRASYONLARININ GERÇEK ZAMANLI TESPİT VE TAKİBİ İÇİN PROB GELİŞTİRİLMESİ

Aşırı ve bilinçsiz kimyasal gübre kullanımı tarım arazilerinin verimsizleşmesine, yüzey ve yeraltı sularının özellikle nitrat ile kirlenmesine yol açmaktadır. Gübrenin aşırı uygulanması tarımsal anlamda maddi kayıplara neden olmakta, eksik uygulanması ise verim kaybına yol açıyor. Her iki durumda da tarımsal işletmeler ve çiftçiler ekonomik anlamda zarara uğramaktadır. Ayrıca, gübreleme ile besin elementlerinin toprak profilinin alt kısımlarına doğru taşınması ile yüzey ve yeraltı sularının nitratça kirlenmesi söz konusudur.

Proje kapsamında önerilen nitrat sensörü ile; Lignoselülozik atık biyokütleden üretilen altlık ve yine bu biyokütleden üretilecek grafiti karbonun kullanılmasıyla geliştirilecek. Geliştirilecek olan bu nitrat sensörü, yeşil mutabakat kapsamında toprakta nitratın izlenmesi için kullanılacağından platformun amacına, ülkemize ve çevreye vereceği katkı açısından çok önemlidir. Lignoselülozik atıklardan üretilecek olan çiplerin nitrat algılayıcı fonksiyonel nanomalzemelerle kaplanması sonucu oluşturulacak sensörlerden meydana gelecek bir prototip cihaz ile, topraktaki nitrat iyonlarının sınır konsantrasyonlarının gerçek zamanlı izlenmesi ve saha içi konuşlandırılabilir olmasına olanak sunulacak. Ayrıca çiftçilere, mahsuller için besin mevcudiyeti miktarı hakkında değerli veriler sağlayabilen ve gübre uygulamasını optimize ederek aşırı gübrelemeyi önleyecek ve gerek su kaynaklarında nitrat kirliliğini ve gerekse nitröz oksit emisyonlarının azalmasına katkı sunacak sistemler ile istenirse merkezi kontrole de olanak sunacak bir platform geliştirilecek.

LİGNOSELÜLOZİK ESASLI OLED EKRAN GELİŞTİRİLMESİ

Lignoselülozik biyokütlenin karbon kaynağı olarak kullanılması ile farklı renk emisyonlarında ışıma yapabilen, yüksek kuantum verimliliğine sahip karbon nokta temelli nanoemitörlerin diyot olarak kullanıldığı, ucuz ve sürdürülebilir lignoselülozik kaynaklardan üretilen şeffaf ve esnek alttaşlar üzerinde pasif matris OLED ekranların geliştirilmesini amaçlanıyor.

Fotoğraflar

1004-MÜKEMMELİYET MERKEZİ DESTEK PROGRAMI BAŞLIYOR
31.05.2023
-A +A